19 Kasım 2007

Başlık: Kısa zamanda olaya adapte olan insan modelleri


Bugün kardeşim ALES'e girdi ve ben de ona eşlik etmek için sınava gireceği okula kadar beraber gittim. Sınav için okulun 2 ayrı binası kullanılacakmış ve binalardan herhangi birinden diğeri görünmüyor. Bina isimleri de şu sonradan çıkan uzun isimli meslek okullarından. Bir de başına 3 isimli ve bol ünvanlı şeyler koyunca (Emekli Ordinaryuas Profesör Cemalettin Hakkı Karayercioğlu) herşey benim için karmaşık bir hal almakta.


Tabii ki biz önce yanlış binaya gitmişiz; sonra diğerine gittik. Kuvvetle muhtemel, iki binanın kapıları da aynı anda açıldı. Bizim yanlış binaya gittiğimizi anlamamız ve diğerine yürümemiz toplam 10 dakika sürmüş olsun.


Doğru binaya vardığımızda bina girişindeki takım elbiseli görevli, yanlış binaya gelmiş arkadaşları diğer binaya gönderirken kaçıncı kata çıkacaklarını filan da söylüyordu. Biliyordu yani!


Sonradan farkettim ki bu adam bir "veli". Yani teknik olarak onunla ben aynı statüdeyiz. Peki bu adam nasıl oluyor da benimle aynı anda aynı yere geliyor ve aramızda en fazla 10 dakika fark varken ortamdaki birçok şeyden haberdar? Biz buna adaptasyon diyoruz.


Bu adamları hastane kapılarında, otellerde, lokantalarda, kısaca topluma açık her noktada görürsünüz. Bilmem nerenin giriş kapısında durur, kısa -gerçekten kısa- süre içinde "pause + no clip" (quake oynayanlar bilir) yapıp tüm mekanın haritasını kafalarına yazarlar ve 5 adım arkasından gelen adama 4. katta sağdan ikinci koridora girdikten sonra soldaki 3. kapıyı tarif ettiğine şahit olursunuz. Bana gerçekten inanılmaz geliyor.

13 Kasım 2007

Var Alem Olmak Göt


Kim dediyse bu lafı, ağzını öpesim gelir. Nerden aklına geldi, nerenden çıkardın, ne kadar da doğru söyledin...


Evet, direndim, kaçtım, saklandım. Ama olmadı. Bana girene kadar karşımdakine girsin arkadaş! Alem göt olmuş, ben de oldum. Oh be!


Üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim. Yahut 2 karakter yaratayım, gereken adama gerektiği şekilde kullanayım. Eğer 2 karakter yaratabiliyorsam, teorik olarak n tane karakter yaratabilir, her duruma ve kişiye karşı birini kullanabilirim. Hatta anlık olarak karakter yaratıp kullanabilirim. Disposable karakter!


Böyle böyle insan kim olduğunu, neden yaşadığını bilemiyo. Kendini kendi içinde kaybediyosun. O kadar çok insan oluyor ki içinde, hangisinin orjinal olduğunu bulmak imkansızlaşıyor. Hadi bakalım, gazamız mübarek olsun.


Nerde kaldı bu kıyamet!

11 Kasım 2007

Blog Entry Poster; Counter (Sayaç); Linux

Linux'u seviyorum. Blog sayfana yazı göndermek için şu anda kullandığım ve yukarıda yazan bir program var. Süper de çalışıyo meret valla. He kabul, adamlar fazla kasmamışlar, resim gönderemiyosun ama sadece yazı yazmak için sayfayı aç, login ol falanla filanla da hiç uğraşmıyosun. Başarılı yani.


Aslen anlamadığım şeylerden biri de bilgisayarı sadece internet ve/veya ofis araçları için kullanan insanların neden linux kullanmadıklarıdır. He tamam, oyun oynayacam, msn'ime acayip smileyler ekleyecem diyosan kabul. Gerçi artık windows oyunlarına taş çıkartacak oyunlar linux'ta da var, hatta msn'den daha şen şakrak programlar mevcut. Ayrıca 3D acceleration mevzuları da uçtu gitti linux'ta. Neyse, kısaca, internet ve ofis gibi her linux sürümünde sorunsuz çalışan programlar için windows kullanmak salakça, parayı boşa harcama çabası, açık kaynaklı yazılımlara hakaret ve köstek, emperyalizme destektir.


Bu arada sağ tarafa ziyaretçi sayma apratı ekledim, çok sevinçliyim.

09 Kasım 2007

denemedir

ğü



İ


öç


bold


italic


bold italic