20 Temmuz 2008

Beytullah

birileri ev yapımı şarap getirmişti. alkol oranı çok yüksek sanıyorum. kola şişesinde geldiği için evirip çevirip okuyamıyorum. hayır, çok içmedim. beytullah da msn'de çok içtiğimi söyledi, ama sadece açığım.

beytullah'tan bahsedelim o zaman. kısaca betul ya da beyto diyoruz kendisine. allah demiyoruz mesela. zaman zaman allah da diyenler oluyo; o sırada beyto o "allah" diyen kişinin üzerinde oturuyo ya da o kişiyi (çoğu zaman hüseyin) ısırmakta oluyo. beyto abartırsa, hüseyin hiç kendine yakışmayacak şekilde ve beyto'da olmayan bir organı kastederek "amına koyim" de diyo.

beyto muhteşem bi adam. kendi dükkanı, kendi işi olmasına rağmen tek kelime etmeden dükkanını bırakarak dişi ağrıyan bi arkadaşını ığdır'a kadar sırtında taşıyabilecek kadar yardımsever. böyle biri olabilir mi diye düşünüyosun kendi kendine. varmış bi kişi (kapitalist düzende "armut" deniyo bunlara). artık bi motosikleti var. ilk gördüğüm anda aklıma gelen tek şey, o motorla türkiye turu yapmak idi. halen de aklımdadır. konu ile alakasız bi cümle olarak, bunun aklıma gelmesi mi (düşünerek bulmak ayrı) yoksa bunu yapmak mı alternatif acaba... unutmazsam motorun resmini ekleyeceğim.




beytul kuvvetli, terleyen, toplu bir insan. künefe ile çiğ köfte yiyebilen kişi. sakin olamayan insan. sakin konuşamayan adam. tüm isteklerimi reddeden kişi (sonraki kısım). arkadaşı için (hüzeyin mesela) dünyayı yıkabilecek adam. bi yandan da öylesine saf ve temiz (-->imrendiğim kısım) -ki aynı sebeplerle son derece romantik ve ince ruhlu. insan olduğunun, görev ve sorumluluklarının tamamının farkında olan insan. seviyorum. tanıyan ve arkadaşı olabilen herkes de sever sanıyorum. pırıl pırıl bi maden.

gelelim ona yaptığım tekliflere ve aldığım red cevaplarına:

bölüm 1:
- ya beyto, 1 saat önce yedim, yemeyecem.
- tamam daaa, yersin işte
...1 porsiyon sac kavurma, çiğ köfte, salata ve künefe gelir. yarısı çöpe gider.

bölüm 2:
- beyto bunlar kaç para tuttu?
- ne kaç para?
- aldıklarım işte!
- ya bişey tutmadı.
- sikecem lan, olm arkadaşlık başka konu. bunlar kaç para!?
- ben anlamam. batu (--> ileri tarihli bi konu) bilir, ona sor.
...rafları tek tek gezip, fiyatlara bakıp, toplayıp ödersin.

bölüm 3:
- lan beyto, olm biz evlenemeyecez belli oldu. aklımda bi fikir var.
- ne?
- çin'de 14 - 15 yaşında kızlar varmış.
- eee?
- 2'şer 3'er tane getirelim. hangisi kafamıza yatarsa onunla nikahlanırız. diğerlerini de yolda bırakmayız tabi, bi arkadaşa (hüseyin) yamarız ya da evde takılır(lar).
- olmaz.
- neden olm! islamiyet diyosan, kelime-i şahadet getirir müslüman olur, imam nikahı da yaparız, tamam. 15 yaşında kız büyüyene kadar türkçe ve türk kültürü de öğrenir. e daha ne?!
- olmaz.
- evdekilerden çekiniyosan 4 tane getiririz bizim eve. sen ne zaman istersen gelirsin işte (sayın okur, sevişmeye değil, yüzünü eskitmemek için gelecek; yoksa 15 yaşında kızla tövbe tövbe...), ilgilenirsin.
- olmaz.
- neden olmaz olm!
- olmaz.
- ya siktir git be.

bölüm 4:
- beyto be. abin evlendi, sen de evlen kurtul.
- önümde sen varsın abi, evlenemem.
- olm beni beklersen patlarsın. (ya da benzer bi cümle)
- sen evlenmeden olmaz.
- hiç evlenmeyecem ben dersem?
- ....

bölüm 5:
- beyto be. abin evlendi, sen de evlen kurtul.
- önümde sen varsın abi, evlenemem.
- lan lan! çin'den kız alalım diyorum, ona da yok diyosun.
- o olmaz.
- fesuphanallah....

bölüm 6 ve sonrası benzer şeyler. aklıma geldikçe eklerim. beyul'un benden karşılıksız istekleri de oluyo ama onları benim yazmam saçma olur şu durumda. isterse kendi biyerlere yazar, ben buraya link koyarım.

biraz uzadı sanki. aklıma başka şey gelirse eklerim buralara...

05 Temmuz 2008

Tyler Durden Vak'ası

"People are always asking me if i know Tyler Durden" sorunsalı ile savaşıyorum yıllardır. Hayır efendim, "Onur Şan mısın?" sorusu değil bu. O başka biri zaten. Benimle ilgili bana sorulan, benim eskiden olduğum ama şu anda olmadığım kişi ile ilgili bir soru.

Yeni insanlarla tanışmak her zaman zor olmuştur. Bir de yeni tanıştığın insana kim - ne olduğunu anlatmak. Onun için kimseye sormam bunları, aynı işkenceyi yaşatmak istemem. Dün çok sevdiğim bir arkadaşım kanalı ile değişik insanlarla tanıştım. Toplam 3 kere şu konuşma geçti:

O: "Sen nerde okuyosun?"
Ben: "Üniversiteyi 2000'de bitirdim ben."
O: "Aaa! Hiç göstermiyosun."
Ben: "Evet, öyle diyolar."
O: "Ne iş yapıyosun?"
Ben: "Şu an esas işim müteahhitlik."
O: "Karadenizli birinin yanında mı çalışıyosun?"
Ben: "Hayır, müteahhit benim."
O: "Hmmm..."

Yaşını göstermedin tamam, mesleğini belli etmiyosun tamam. Peki o "hmmm" nedir hocam ya? Allah rızası için o "hmmm"ı biri bana anlatsın! "Yalan söylüyosun, belli, biz de yedik" mi diyosunuz, yoksa "hassiktir, işe bak sen" mi? Yırttıracaksınız bana ar damarımı. Dikkatli olun. O şen, neşeli delikanlı gideli çok oldu. Ben, "hangi okuldasın" çocuğunun üzerine kıçımdan kan damlatarak 8 sene ekledim. Ben o değilim artık. Lütfen sormayın bir daha.

Haa, bir de 2 hafta kadar önce 18 yaşında olduğumu ispat etmek için kimlik göstermem gerekti. Noter olsaydı onaylatıp Guinness'e gönderecektim. Gerçi Show TV de ilgilenir böyle şeylerle: "29 yaşındaki adam, 18 yaşında olduğunu ispat etmek için kapı kapı dolaşıyor!". Fesuphanallah... İnsan en çok kendisine gülermiş. Amma eğleniyorum bi bilsen okuyucu insanı.