Kendimi unutacak kadar uzun zamandır yazamadım. Hayatı bir rafa kaldırıp işe güce fazla giriştim.
İşle ilgili birşey olduğu zaman her seferinde söz vermeme rağmen kendimi kaybediyorum. Aylarca işyerinde yattığımı biliyorum. Ama sonunda bu kadar kasmaktan vazgeçmem gerekti.
3 ay kadar önce sol elimi makineye sıkıştırıp 2, 3 ve 4. parmaklarımı kopardım. Acil, hastane, oradan bir başkası derken 7 saatlik bir ameliyattan sonra biraz kısalmak suretiyle üçü de dikildi. Peşinden hala sürmekte olan fizik tedavi...
Bu kadar kasmaktan vazgeçmemin sebebi maalesef parmakların kopması değil; kafam o kadar çalışmıyor. Parmakların kopması sadece işten mecburen geri durup seyretmeye meyletmeyi sağladı. Herhangi bir zaman herhangi bir iş yapmak yerine, kimin nerede ne iş yapması gerektiğini söylemek durumunda kaldım. Baktım işler yine yürüyo... Hatta ben hastanede ve evde yatarken de iyi kötü yürüyordu.
Kendimi böyle geri çekince, boş zamanlarda daha fazla şey düşünmeye -ki en sevmediğim faaliyettir kendisi, kimi düşünür, kimi aksiyona girer, ben ikincisiyim- ve seyretmeye başladım.
Nihayetinde, 2 aydan beri oturup iş veriyorum. Takılınca soruyolar filan. İyiymiş böylesi.
Bununla beraber iş yapmakta olduğum diğer insanların da bensiz yaşadıkları huzurlu ve özgür hayatı da kıskaca almaya başladım. Hayırlısı...
Şimdi işyerinde kitap okuyorum mesela. Benim için son derece garip bir durum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder