Dedi ki bana, işte yok o fotolar dedi, neden koydun dedi, ben zaten onları çektiğime pişman oldum dedi. Eee, dedim, yani neden olmasın, neden koymayayım ki dedim. Arkadaşlarım görmüş dedi. Arkadaşlarını sileyim o zaman arkadaşlıktan dedim. Peki o zaman arkadaşlarım benim sayfama girince bilmemne bilmemne dedi. Ne bileyim dedim, sen benim arkadaşlarımın fotolarını görebiliyo musun dedim. Düşündü. Konuyu, eğlenmek için son derece alakasız bir şekilde ağın çalışma sistemi ile ilgili detaylara çektim, o da peşimden geldi.
Sen şimdi ortada aslında bir sebep olmadığını, sadece istemediğin için fotoları kaldırmam gerektiğini söylüyosun dedim. Hayır dedi, çünkü dedi, o görünce bu görünce dedi. O kadar dedi, devamında bişey söylemedi. Ben de bir cevap alabileceğimi düşünmemiştim; en azından öyle bir beklenti içine girme ümitlerimi bir süre önce terk etmiştim.
İnatçı ve terk edişçi karakter olarak üyeliğimi iptal ettim. O bile yok olmaz diyosa böyle şeye, başka insanlar kendi fotoları ile ilgili neler söylemezler ki... Haa, benim tayt üzeri donla çekilmiş fotolarım, hela taşında ana cadde üzerinde çekilmiş fotolarım var bu arada. Onlar da afiş şeklinde duruyordu. Bugün bir arkadaşım "vejeteryan adama 'çocuğunu aldıracak mısın' diye sorulmaz" dedi. Bu da benzer bir durum.
Amaan, neyse. Madem ben onu arkadaşlarına karşı utandırdım (buradan başka bir sonuç çıkmıyor), o zaman arkadaşlarından, en azından o fotoları görmüş olan arkadaşlarından, hatta benim süpermen fotolarımı görmüş arkadaşlarından, hatta benim hela taşında zıçar pozisyonda çekilmiş ve yıllardır afişlerde izleyenlerle buluşmuş fotomu görmüş arkadaşlarından uzak durmam gerekir. Öyle değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder