Bişeyler yapmak istiyorum. Ama o kadar sıradan şeyler yapmak istiyorum
ki, ben bile şaşırıyorum isteklerime. Gülüyorum sonra. Sen de gül diye
yazıyorum bunu. Televizyon karşısında kankamla oturup cips yemek ve
Türk filmleri ile taşak geçmek istiyorum. Sabah uyandığımda saatin
çalmamış olmasını istiyorum, hatta kurulmamış olmasını. Tatil
günlerinde parklara, bahçelere, deniz kenarına gidip el ele tutuşan
çiftleri, mutlu ve güleryüzlü küçük aileleri sigara içerek seyretmek
istiyorum. Az önce tuvalette farkettim. Bayburt'u ve Yozgat'ı çok
merak ediyorum. Hiç Bodrum'a gitmedim, hiç merak etmiyorum. Lara
plajını da. Bafra'yı merak ediyorum. Batman'ı. Türkiye'de turistik
olmayan ne kadar yer varsa gitmek istiyorum. Iğdır'da birkaç ay
yaşamak istiyorum. Normal insanlar gibi. Sanki Anadolu'nun
köy-şehirlerinden birinde doğmuş gibi yaşamak istiyorum. Orada yaşayan
insanların bildiklerini bilmek, gördüklerini görmek istiyorum. Daha
önce hiç büyük şehir görmemiş birinin bana büyük şehri anlatmasını
istiyorum. Daha önce hiç büyük şehir görmemiş biriyle büyük şehri
anlatan birini dinlemek ve etkilenmek istiyorum. Matematikle uğraşmak
istiyorum, kafamın içinde sürekli çözmeye çalışacağım değişik sorular
olmasını. Gitar çalıp kaydetmek, bilgisayarda üzerine davul ritimleri
eklemek, şarkı söylemek istiyorum. Robert Smith The Cure albümlerinden
birinin tamamını kendi çıkarmış diye duymuştum ama hangisi
hatırlamıyorum. İnternetten ulaşılamayacak bilgilere ulaşabilmek,
internetten ulaşılamayacak insanlara ulaşabilmek istiyorum. Sarhoş
olmak istiyorum, birkaç gün boyunca ertesi günü düşünmeden takılmak
istiyorum. Taksim'de eski Ferdane'de hafta içi, gündüz saatinde yalnız
başıma bira içmek, sonra iş peşinde koşuyormuş gibi İstiklal
Caddesi'nde bir yukarı bir aşağı yürürken cep telefonunda bağıra
bağıra konuşmak, sonra biraz ayılıp tekrar Ferdane'de içmek, içerken
hikaye yazmak istiyorum. Gül bahçem olsun istiyorum. Rengarenk değil,
istedikleri renkte. Güller kendi renklerini seçsinler. Toprağı
işlemekten anlayabilmek istiyorum, buna zaman ayırmak istiyorum.
Görmeden bir gün bile geçiremeyeceğim insanlar olsun istiyorum.
Yazarak değil, konuşarak rahatlayabilmeyi istiyorum. Konuşma ihtiyacı
duyabilmeyi istiyorum, o gün neler yaptığıma dair gereksiz detayları
birkaç kere anlatabilecek kadar yaşamayı sevmeyi, hayata ve insanlara
bağlanabilmeyi istiyorum. Zaman zaman yalnız kalmak istiyorum.
Sükunet. Sonra tekrar gümbür gümbür olsun herşey. Bir giydiğimi bir
daha hiç çıkarmak zorunda olmamak istiyorum. Sürekli eski olan ama hiç
delinmeyen ve sağı solu patlamayan ayakkabı istiyorum. Yattığım yer
bir gece önceki pis kokumu ben gelene kadar saklasın istiyorum. Duş
almak, diş fırçalamak gibi adetlerden kurtulmak istiyorum. Yemek
yemeden yaşayabilmek, en azından buna harcanan zamanı 30sn'ye
indirebilmek istiyorum. Buğday tarlasında koşmak istiyorum.
Anneannemin kucağında uyuyabilmek istiyorum. İnsanların sadece
dertlerini değil, neşelerini de paylaşmak istiyorum. Bir parmak
hareketi ile insanları neşelendirebilmek istiyorum. Hiç param olmasın
istiyorum, paraya ihtiyacım kalmasın istiyorum. Sokakta yaşayabilecek
cesaretim olsun istiyorum. Abim her zaman yanımda olsun istiyorum.
Sadece ortak tanıdıklarımız olsun ve her zaman beraber kalalım
istiyorum. Kafasının içindeki her nörondan geçen pulsu bilmek, her
datayı öğrenmek, her anısını paylaşmak istiyorum. Sigarayı bırakmak
istiyorum. Arada bir İzmir'e gidebilmek istiyorum. Ve bunlar gibi
binlerce şey daha...
Çok mu şey istiyorum? Evet, yazınca bana da çok göründü. Ne sigarayı,
ne de başka bişeyi bırakabileceğimi de biliyorum. Biliyorum, dünya
sonunda bana istemeyi bıraktıracak. Merhaba benim adım çimen,
arkadaşlarla bu merada takılıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder