18 Eylül 2010

Harç Bitti Yapı Paydos

Türkiye'de en fazla inşaat yapılan yerlerden biri Esenyurt. 10 sene önce sokakta dolaşırken çekindiğiniz yer, şimdi geniş ve ışıklı bulvarı, modern binaları vs. vs. ile adama dönmeye başladı.

Bölgede irili ufaklı yüzlerce müteahhit çalışıyor. Çok fazla bina yapılıyor ancak son zamanlarda o kadar da fazla daire - işyeri satılamıyor.

Aynı zamanda bu bölgede büyük abiler de iş yapmaktalar. Kiptaş, Toki gibi devletin "kar gütmeyen" (hadi leeennn!) inşaat firmaları, Fi Yapılar şunlar bunlar derken, on tane kadar gerçekten dev firmalar...

Yeteri kadar satış yapamayan devler ne yapsın peki? Bu devlerin arasında devletin kendi 2 firması da varsa? İnşaat sezonunun başladığı Mart ayından itibaren Esenyurt'ta imar izinleri durduruldu. Büyük abiler büyük planlarını önceki yıldan yaptıkları için ellerinde bu seneyi geçirecek imar izinleri vardı. Küçük kardeşlerimiz ise ancak Şubat - Mart gibi program yapıp Nisan - Mayıs gibi imar izinlerini alırlar, Ekim'e kadar inşaatlarını bitirirlerdi.

Ne oldu şimdi peki? Büyük abiler imalatı yapıyorlar, küçük kardeşler ise evlerinde, kahvelerde, sokaklarda ne yapacaklarını düşünüyorlar.

Bununla beraber gelen sorun şudur. Büyükler malzeme alımlarını ana fabrikalardan yapıyorlar. Çünkü alımları oldukça yüklü. Küçükler ise ana bayiiden bile değil, çoğu ihtiyaçlarını mahalle arasındaki tuğlacıdan, köşedeki nalburdan gideriyorlar.

Hani "al-ver ekonomiye can ver" sloganı? Büyük abiler satsın diye küçük abileri feda ediyosun. Ama o arada dolaylı yoldan yüzlerce insanın işine de balta vuruyosun. Adam senin yüzünden para kazanamayınca nasıl alsın-versin? Kim bilir kaç kişi bu yüzden işten çıkarıldı?

Yoksa herkes akıllı da ben mi aptalım?

17 Eylül 2010

Kehanet - Apolitikten Politik Nameler

Son zamanlarda okuduklarım sonucunda şöyle bir tahmin oluştu kafamda:

1- Önümüzdeki seçimlerde AKP yine tek başına iktidar olacak.
2- Ana muhalefet yine CHP olacak ve başında yine Deniz Baykal olacak.
3- MHP meclise giremeyecek.
4- MHP meclise giremediği için BDP en az 50 milletvekili ile mecliste olacak.

BDP 50+ milletvekili ile mecliste olunca karşımıza şu senaryo çıkacak:

AKP: "Şöyle böyle bi kanun çıkaracağız ama sayımız yeterli değil"
BDP: "Tamam, merak etmeyin. Size destek çıkarız ama siz de şu bu konuda bize destek vereceksiniz, pazarlıksız. Ya da bize şunu bunu vereceksiniz."

Ya da,

CHP: "Hükümet şöyle böyle bir kanun çıkarmak istiyor, çıkmaması gerek"
BDP: "Tamam, merak etmeyin. Size destek çıkarız ama siz de şu bu konuda bize destek vereceksiniz, pazarlıksız. Ya da bize şunu bunu vereceksiniz."

Bunun arkasından gelişecek olaylar şimdiden tahmin edilemeyecek kadar girift görünüyor. Umarım yanılırım...

13 Eylül 2010

Sigara Filtresi Ya Da Uyumak

2 haftadır neredeyse sürekli işyerindeyim. Burada yatıyorum, kalkıyorum. Zamanla yarışıyoruz ama saatlerden ve günlerden bağımsız gibiyim. Bu haftanın 3 gününün bayram olduğunu da düşünürseniz, garip bir his oluyor insanın içinde. Bir de evinde çok sevdiğin 7 aylık hamile bir karın varsa iyice garip hissediyo insan. Sanki hayatın boyunca işyerinde yaşamışsın, ailen, akraban yokmuş, evlenmemişsin, okula bile gitmemişsin gibi geliyor. Saate baktığımda, mesela, 4 gösteriyor ise gündüz 4 mü gece 4 mü karıştırmaya başladım.

Yurt dışına sigara filtresi satıyoruz. Evvelki hafta Cuma gününe mal yetiştirmek için her gece işyerinde yatmak zorunda kaldım. Gönderdiğimiz ise şu idi:



Bu hafta durum biraz daha vahim idi. Evvelki hafta 60 koli yetiştirmiştik, bu hafta ise 100 koli yetiştirmek gerekiyordu. Ayrıca bayramdı ve çalıştıracak insan bulmak zordu. Ancak şimdiye kadar çevremde hemen hemen herkesin bendeki kızdığı huy işe yaradı. Mahalledeki 5 yaşındaki çocuktan 80 yaşındaki ihtiyara kadar herkesle muhabbetim süper. Böyle sıkışık bir durumda olduğum haberini yayınca 8 genç arkadaş toplandı. 4 kişi gece 12 saat, 4 kişi gündüz 12 saat çalışarak kutulamayı tamamlamak üzereler (az sonra son 2 koli bitecek). Sağolun arkadaşlar... Bu haftanın ürünü ne mi?



Evimi ve karımı özledim. Kızcağızı koca bayramda çay içmeye bile götüremedim :( Özür dilerim karıcım.

Not: İşin son gününde aşırı yağmur yüzünden dükkanı su basması da beni o kadar mutlu etti ki anlatamam. Telefondaki sesimden ruh halimi anlayıp destek için gelen karıma ve anneme çok teşekkür ederim. Ayrıca gece 3'te elektriğin kesilmesi, gençlerin azimle el feneri ile çalışmaya devam etmelerine ne demeli?

10 Eylül 2010

Tübitak

Az önce gazetede bir haber okudum. Tübitak ABD'deki Türk beyinleri buraya çekmeye çalışıyormuş. Bunu da AB fonu ile yapmaktaymış miş muş...

1- Sayın Tübitak, sen buradaki beyinlere ne yaptın da oradaki hazırları alıyosun? Hazıra dağ dayanmaz diye bir atasözü var, biliyor musun? Yetiştirsene, Ali Nesin gibi adamları dövmeye kalkacağına, Ali Nesin ve onun gibi yürekli projeler yaratanlara destek versene!

2- AB parası ile ABD'den adam çekmeye çalışmak da nedir? AB - ABD arasındaki bilimsel ihtilafta AB'nin piyonu mu oluyorsun yoksa?

3- Daha bugün Hollanda'da okuyan kardeşim, okulunda teknisyenlik işi bulduğunu ve eline aylık 1600€ geçeceğini söyledi. Daha yüksek lisansını yeni bitiriyor hem de! 2750 TL ne ki? ABD gibi bir ülke, kim veya nereli olursa olsun, işine yarayan bir insana ne kadar para ve imkan verir? Muhtemelen orada adam gibi tutunamayanlar "mundar" diyerek geri döner. Oktay Sinanoğlu gibi bir adam bile tam anlamıyla dönemedi Türkiye'ye. "Türk Aynştaynı" diye bir kitap var, oku onu sayın Tübitak!

"TÜBİTAK 1963 yılında, Türkiye’de planlı ekonomi döneminin başlangıcında kurulmuştur. Kuruluş aşamasında en temel görevleri, özellikle doğa bilimlerinde temel ve uygulamalı akademik araştırmaları desteklemek ve genç araştırmacıları teşvik etmek, özendirmekti." diyor sitesinde. İyi çalışan bir kurum değil. Politik bir kurum. Yapmayın allah aşkına. AB parası ile gelişmeye çalışmakla nereye varacaksınız? AB parayı kesti, konu kapandı mı?

Bu devlet beni çileden çıkartacak anasını satayım. Gidip Voltaire okuyayım da iyice kudurayım bari...