11 Nisan 2011

50 Sene Önce...

Memlekette kimsenin pek umurunda olmasa da, Yuri Gagarin abinin Vostok 1 ile Dünya etrafındaki 108 dakikalık gezisinin 50. yılı yarın.

Önemli mi? Bizim için pek de önemli değil.

Fukushima'daki olayları Dünyada en az sorgulayan biz olmadık mı? Tam o hafta İbrahim Tatlıses vurulmuş olmasa idi belki biraz daha fazla ilgilenirdik.

Bu da öyle bişey işte. 50 sene önce, daha cep telefonunun hayalden ibaret olduğu, belki hayal bile olamadığı bir zamanda olmuş bir olay bu uzaya gidiş. O zaman naylon torba bile yoktu. Tükenmez kalemler yoktu belki. Dünya o kadar ilerledi, teknoloji o kadar ileri gitti ki 50 senede, 50 sene öncesini hatırlayan ninelerle konuşmak gerek anlamak için. "Elektrik yoktu, radyo yoktu" diye başlarlar genelde hikayeye. Bazısı konuya buzdolabı yoktu diye girerek elektriğin olmadığını hatırlar. Şu anda elektrik de var, radyo da var. 1900MHz'de iletişim kurabilen cepte taşınır aygıtlar var. 50 sene sonra ne olacağını insan hayal edemiyor, 50 sene önce bugünü hayal edememiş olmak gibi.

Eee? Büyük ulusumuz, yenilmez ülkemiz, Orta Asya'dan at sırtında gelip 7 cihanda 700 yıl hüküm sürmüş, Büyük Hunların torunları, Kudretli Osmanlı'nın çocukları olan bizlerin uzay programları ne alemde?

Başka ülkede fason yaptırılıp yine başka ülkede başka bir fasoncuya fırlattırdığımız 3 tane kıçı kırık TV uydumuz var diye kendimizi fasulye gibi nimetten sayıyoruz. Tebrik ederim. Hani bi sike yarayan iş için göndermiş olsak tamam da, hayatta sigaradan sonra insanın kendine yaptığı en büyük kötülük olan TV için fırtlatılmış uydulardan bahsediyoruz.

Haaa, yeri gelince Çin malını beğenmemeler, ona buna bok atmalar, o dost bu düşman diye kaağve kültürü kokan dedikoduvari konuşmalar, o emperyalist, bu kapitalist, bu komunist... Valla millet it gibi çalışıyo, it gibi yatırım yapıyo, herşeyi hesaplıyo. Biz iyi olacağını "hissederek" iş yapan bir millet olduğumuzdan kelli, ne uzaya gidebilmişiz, ne uzaya kendimiz bişey gönderebilmişiz. Uzay muhabbeti şu sıra 50 - 60 yaş arası büyüklerimizin Star Trek hayranlığı ile başlayıp yakın dönem Türk gençlerinin Star Wars Episode III'ü ile sona ermiş. Süper değil mi? Yaşasın İnek Şaban!

Herkes yıllarca dalga geçti ama bana öyle geliyo ki, Türkiye'de -işin uzmanlarını tabii ki muaf tutarak söylüyorum- uzay konusunu en basit ve en doğru şekilde anlayan adam Mustafa Topaloğlu anasını satayım. Onun maksadı farklı idi ama...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder