Bu rüyaya bi isim verebilmeyi çok isterdim, ama pek mümkün değil galiba. Nerden başlayıp nasıl bittiği bile muamma.
Başroldekiler:
Ben
Bilge (kardeşim)
Gökhan (abim)
Babam (babam)
İlgen (karım)
Ayça Şen (evet o ama yüzü biraz Şebnem Ferah'a benziyo)
Yardımcı ekip:
Bakkal ve çırağı (kim olduklarını bilmiyorum)
Bisiklet gibi motosiklet, yolcu önde
Abimin olmayan motosikleti
İlgen'in var olan motosikleti
Bi de bi BMX marka bisiklet vardı sanki
Rüya:
Babam Audi Q7 marka/model jipini satmış, yerine (çoook) daha pahalı bi jip almış. Gümüş rengi. Onunla abime ve bana hava atıyo. Gece bizim (var olmayan) kapalı garaja bırakıyo, binersiniz diyerek. Sağında ve solunda abimle benim motosikletlerimiz var. Sabah abimle beraber erkenden 2 motosikletle çıkıyoruz. Babam bizim umursamadığımızı anlamış olacak, gece gizlice gelip jipini almış gitmiş. Bakkaldan bozma markete uğruyoruz. Ivır zıvır alırken orada ortalarda, rafların önünde dolanan Ayça Şen var. Siyah giyinmiş, biraz kilo almış, yüzü de Ayça Şen'den fazla Şebnem Ferah'a benziyo ama rüyada kimin kim olduğunu bilirsin ya, o da Ayça Şen işte. Ayaküstü 2 espri yapıyorum, gülüyo, abimle marketten çıkarken kolunu okşuyorum. Arkamdan bakkala "bu Onur ruh hastası" diyo. Duymuyorum ama biliyorum öyle dediğini. Motora biniyorum ama abim yok. Benim motosiklette, önümde, Bilge var. Bisiklet gibi ama düzgün oturmuş, ben ayakta kullanıyorum. Bilge ufacık, 8-9 yaşlarındaki boyunda, ama zihni bugünkü yaşında. Ayaları çıplak, üzerinde ince bi eşofman ve beyaz bi tişört var, elinde cips - tombi gibilerinden bi paket var, ondan atıştırıyo. Giderken boyuna ayaklarını sallıyo, çok rahat görünüyo, öyle hissediyorum. Yollar çamur olduğu için motosikletin arkası bi o yana bi bu yana savruluyo ama çok kontrollüyüm, hiç istemediğim kadar kaymıyo, istersem biraz daha kaydırıyorum heyecan olsun diye. Bilge'ye soruyorum "nasıl oluyo da bana bu kadar güveniyosun" diye. Bi cevap veriyo ama ben duymuyorum. Ayaklarını sallayarak tombi yemeye devam ediyo. Toprak bi yolda, bir ağacın gölgesinde babam jipinin içinde bize bakıyo, bizi bekliyo gibi bi havası var. Önünde duruyoruz, ben babama bakıyorum, babam Bilge'ye sanki, ama emin değilim, jipin ön camı tam babamın yüzünün olduğu yerde parlıyo. Sonraki sahne, İlgen'le çok yorgun şekilde uyuyoruz, arada uyanıp karıma bakıyorum (gerçekten uyanmış ve bakmış da olabilirim). Sabah kalkıp tekrar motora binmek üzere evden çıkıyorum. Meğer önceki gün yorucu bi yolculuktan dönmüşüz. İlgen o yorgunlukla motoru yere yatırıp bırakmış, farlar bile açık. Motoru kaldırıp kenara park ediyorum, benim motora biniyorum ve aynı bakkala gidiyorum. Ayça Şen yine orada. Bu sefer sadece birbirimize bakıyoruz ve gülümsüyoruz.
Son
- Freudyen açıklamaları beklerim. Parapsikoloji de kabulümdür.
- Götün açıkta kalmış gibi yorumlara gerek yok, yaz günü yün içliğimi giyip yorgana sarılacak değildim di mi?
- Bişeylerin sırasını karıştırmış olabilirim. Nitekim rüyanın bir yerinde abim BMX ile kısa bir atraksiyon yapıyodu ama kim bilir neresinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder